BEN KİMİM?



Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1988’de bitirdi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamladı. 1996’da doçent, 2003’te profesör oldu.

1992-1993’te ABD’de Pittsburgh Üniversitesi Western Pennsylvania Hastanesi’nde vasküler/girişimsel radyoloji üst ihtisası yaptı. Beyin damar hastalıklarının endovasküler tedavisi alanında yarattığı gelişmeler, yeni tedavi metodları tüm dünyadaki hekimler tarafında da kabul görmüş durumdadır. Özellikle son beş yılda ABD, Kanada, tüm major Avrupa ülkeleri ile İsrail ve Ortadoğu ülkeleri, Hindistan, Japonya, Güney Afrika, Latin Amerika ülkeleri, Avustralya, Çin’den önemli tıp merkezlerinde çalışan 250’nin üzerinde doktor konuyla ilgili eğitim almak üzere Ankara’ya gelmişlerdir. Doktorlar, Hacettepe Hastanesi Radyoloji bölümünde düzenlenen workshop’larda yapılan operasyonları seyrederek tedavi tekniklerini öğrenmeye çalışmışlardır.

Eğitimin verildiği doktorların bağlı oldukları klinikler arasında Cleveland Clinic, University of California Los Angeles, University of Cornell, University of Oxford gibi dünyanın en önemli merkezleri de vardır. Aynı zamanda yukarda belirtilen ülkelerde, özellikle ABD’de önemli üniversite tıp merkezlerine de davet edilerek tüm dünyada seçilmiş 200’ün üzerinde hastanın endovasküler beyin operasyonunu gerçekleştirmiştir.

2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü aldı. 2000 yılında Tübitak Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü aldı.





TEDAVİ YÖNTEMLERİ



Beyin Anevrizması

Beyin damarlarının duvarındaki kas tabakasının zayıflığından dolayı damarda oluşan balonlaşmaya beyin anevrizması denir. Bu balonlaşma damar duvarında incelme ve zayıflamaya neden olur. Damarın zayıfladığı bu yerden yırtılması sonucunda beyin kanaması oluşur. Beyin anevrizması her yaştaki kişilerde görülebilir, ancak çoğu 35 ila 60 yaşları arasındaki kişilerdedir. Kadınların anevrizmaya yakalanma olasılığı erkeklere oranla biraz daha azdır. Anevrizmalar yapı itibarı ile damar duvarının doğuştan zayıf olduğu noktalarda, genellikle de damarın daha küçük dallara ayrıldığı noktalarda oluşur. Damar duvarının zayıf olduğu noktada damar içi basınç (tansiyon) nedeniyle her kalp atımında damar duvarı zayıf noktadan dışarı doğru bombeleşerek baloncuk oluşur. Baloncuk duvarı, basınca dayanamadığı anda da patlar, patlama ya kendiliğinden olur ya da eforla oluşur. Doğumda mevcut (konjenital) değildirler. Bununla birlikte, bazı kişilerde anevrizma gelişmesi yönünde bir yatkınlık olabilir. Bir anevrizmanın varlığı %15-20 oranında bir ya da daha fazla sayıda anevrizma olma olasılığını artırmaktadır

Aort Anevrizması

Anevrizma damar genişlemesi anlamına gelir. Aort anevrizması kalpten çıkan ana damar olan Aortanın çapındaki genişlemedir. Aort damarı, kalpten çıktığı noktadan itibaren önce göğüs boşluğu içerisinde sonrasında karın boşluğu içerisinde seyreder. Aortanın kalpten hemen çıktığı noktadan başlayıp beyine giden damarlar ayrılmadan biten anevrizmaları çıkan aort anevrizmaları ( asendan aort ) olarak adlandırılır ( A ). Eğer anevrizma sadece beyin damarlarının çıktığı bölgede ise “arkus anevrizması”, göğüs boşluğu içerisinde ise “torasik” ( B) karın bölgesinde ise “abdominal” ( C) anevrizma adını alır. Anevrizma ile beraber veya bağımsız olarak aort duvarının yırtılması durumunda ise “diseksiyon” adı verilen tablo ortaya çıkar. Anevrizma ve Diseksiyonların tedavisi cerrahi olarak damarın suni bir damar ile değiştirlmesi veya son yıllarda gündeme gelen “endovasküler” yöntem olarakda adlandırılan damarın içinden suni bir damar ile tamir edilmesidir. Her iki yönteminde uygulanabilirliği hasta bazında değerlendirilir. Anevrizma ve diseksiyonların en önemli tehlikesi damarın yırtılması ( rüptür ) dır. Anevrizmalar sıklıkla sessiz seyrederler. Tanı çoğunlukla başka bir sebeb ile yapılan bir araştırma esnasında konur. Bu hastalarda bazen ilk belirti anevrizmanın yırtılması da olabilir


Şah Damarı Darlığı

Karotid atardamarı ya da şahdamarı boyun bölgesinde bulunur ve beyne kan götüren en önemli damardır. Şahdamarında daralma ya da tıkanma önemlidir çünkü hayati bir organolan beynimizi etkiler. Beyne kan gidişi azalır ya da darlık bölgesinden beyne pıhtı atarak felce yol açabilir.Halk arasında damar tıkanıklığı olarak geçse de şahdamarında bizim için daha önemli olan konu damarın tam tıkanması değil daralmasıdır. Çünkü damar tam tıkandıktan sonra genellikle tedavi gerekmez ya da mümkün değildir. Ama damar daraldığında bu darlıktan beyne pıhtı atarak ciddi sorunlara yol açabilir.Boyun damarlarındaki darlıktan beyne pıhtı atması genellikle felç oluşturur. Ancak bazen felç öncesi daralmaya bağlı uyarıcı nitelikte şikayetler olabilir. Bunlar vücut veya yüzde uyuşma-karıncalanma, kol ve bacaklarda kuvvet kaybı, konuşmanın bozulması veya konuşamama, bulanık görme veya göze siyah perdelenme, geçici bilinç kaybı, şiddetli baş dönmesi gibi uyarılardır. Bu uyarılar gelmekte olan kalıcı bir felcin habercisi olabilir. Bu nedenle, bahsedilen bu şikayetlerimiz varsa mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmamız gerekir. Böylede şahdamar daralmasını tedavi ederek felç oluşumunu engelleme şansı olabilir

Beyinde AVM

Arteriovenöz Malformasyon (AVM) vücudun herhangi bir yerindeki atardamarlarla toplardamarların arasındaki anormal bağlantıyı ifade eder. Sık görüldüğü organlardan biride beyindir. Beyinde AVM kendini anormal atar ve toplardamarların birbiri ile iç içe geçip oluşturduğu bir yumak şeklinde ortaya koyar. Oluşum sebebi belli olmayıp beyinin herhangi bir yerinde ve erkeklerde daha sık görülmektedir. Hasta baş ağrısı veya bayılma nöbetleri gibi bulgular oluşmadıkça AVM si olduğunu bilmeyebilir. Ciddi olgularda kan damarlarının yırtılması beyin içinde kanamaya yol açar. Tanı konulduktan sonra sıklıkla başarılı şekilde tedavi edilirler. Normalde kalp oksijenden zengin kanı atardamarlar aracılığıyla beyine gönderir. Beyinde atardamarların toplardamarlara kanı devrettiği kılcal damarlarda kandaki mevcut oksijen beyin hücreleri tarafından kullanılmak üzere alınır, oksijeni azalmış kan venül denen küçük toplardamarlara geçer ve buradan da giderek genişleyen toplardamarlar yoluyla tekrar kalbe döner. Kalbe dönen bu kan tekrar akciğere gönderilip oksijenlenmesi sağlanır ve dolaşım bu şekilde devam eder. Eğer beyin AVM sine sahipseniz kan atardamardan toplardamara anormal damar yapılarıyla direkt olarak geçeceği için yukarda anlatılan normal dolaşım olmaz


Bacak Damarları Darlığı

Bacak damar darlığı bacaklardaki atardamarların çoğunlukla damar sertliğine bağlı tıkanmasıdır. Genellikle 50 yaşından sonra görülür. Yaş arttıkkça sıklığı da artar. 50 yaştan sonra ortalama her 100 kişiden 5'inde, 70 yaş üstü her 100 kişinin 15'inde görülür. Bazı damar tıkanmaları (örneğin Burger hastalığı ya da Takayasu hastalığı) damar sertliği değil diğer nedenlerle olan bacak damar tıkanmalarıdır ve daha genç yaşta (20-40 yaş arası) ortaya çıkar

Böbrek Damarları Darlığı

Halk arasında böbrek damar tıkanıklığı olarak geçsede böbrek damarlarında sıklıkla gördüğümüz ve tedvai ettiğimiz durum böbrek damarlarında tam tıkanma olmadan sadece daralam olmasıdır. Böbrek damarlarında daralma ya da tıkanıklık bir çok atardamar hastalığında olduğu gibi damar sertliği ya da damar kireçlenmesine bağlıdır. Böbrek atardamarlarında tıkanıklık ya da daralma bazen hiç bir sorun yaratmaz ve tedavi gerektirmez. Bazı durumlarda ise tedavi gerektirebilir.Resimde yukarı doğru yönlenmiş ok soldaki böbrek damarında daralma gösteriyor. Böbrek atardamar darlığı ya da tıkanması genellikle damar sertliği ya da damar kireçlenmesi denen hastalığa bağlı oluşur. Özellikle genç kişilerde (20-30 yaşlar) fibromusküler displazi denen bir hastalığa bağlı da olabilir. Bunun dışında çok seyrek hastalıklar da böbrek damar tıkanması yapabilir





İLETİŞİM





Muayenehane Adres : Kızılırmak Mahallesi 53. Cadde 1450 Sokak Ulusoy Plaza No: 9/19 Çukurambar / ANKARA
Randevu İçin : 0312 439 9064
Diğer İletişim Numaraları : 0531 517 52 50 / 0530 606 11 22